Kış Hastalıklarından Nasıl Korunabiliriz?

Kış Hastalıklarından Nasıl Korunabiliriz?

Kış Hastalıklarından Nasıl Korunabiliriz?

Kış Aylarında Neden Daha Çok Hastalanıyoruz?

Toplumda 200'den fazla farklı virüs türü kış hastalıkları ile ilişkilidir. Basit nezle-soğuk algınlığı şeklinde ortaya çıkabileceği gibi özellikle influenza enfeksiyonuna bağlı gelişen kuvvetli grip tablosu şeklinde görülebilir.

Soğuk algınlığı ve gribe neden olan virüslerin çoğu mevsimsel olup, soğuk ve yağışlı havalarda daha sık ortaya çıkarlar. Bunun başlıca sebebinin özellikle çocukların okula dönmesi, kapalı mekanlarda, kalabalık ortamlarda daha fazla vakit geçirilmesi olduğuna inanılmaktadır.

Soğuk algınlığının en yaygın semptomu öksürük, burun akıntısı, burun tıkanıklığı ve boğaz ağrısıdır. Diğer semptomları arasında kas ağrısı, yorgunluk hissi, baş ağrısı ve iştah kaybı yer alabilir. Ateş yetişkinlerde pek gözükmezken bebeklerde ve küçük çocuklarda yaygındır. Soğuk algınlığı genellikle yedi ila on gün kadar sürer. Bazen çocuklarda öksürük ve burun akıntısı üç haftaya kadar uzayabilir.

Domuz Gribi Nedir? Nasıl Bulaşır?

‘’Domuz gribi" şeklinde isimlendirilen Influenza A/H1N1 virüsü, 2009 yılında kıtalar arası salgına (pandemiye) neden olan virüstür. Yeni olması ve sonuçta insanların daha önce karşılaşmamış olmaları nedeniyle, süratle yayılım gösteren bu virüs, domuzlardan kaynaklanmış olması nedeniyle "domuz gribi etkeni" olarak tanımlanmıştır. İlk dönemde toplumsal bağışık olmadığı için süratle insanlar arasında dağılmış, zamanla insanların çoğu temas etmiş; virüs ilk dönemlerdeki "yeni" olma özelliğini yitirmiştir. Sonuçta sıradan bir mevsimsel grip  haline dönüşmüştür. Nitekim ülkemiz dışında, bugün Influenza A/H1N1 virüsüne "domuz gribi" diyen başka bir ülke bulunmamaktadır. Ülkemizde bu tip bir isimlendirme sansasyonel-magazinsel yaklaşım sonucu olup, yersiz kaygıya yol açmaktadır.Hastalık etkeni sıradan bir mevsimsel grip etkeni olduğundan klasik olarak bilinen grip tablosundaki belirtilerinden herhangi bir fark göstermemektedir. Kısaca, ani başlayan yüksek ateş, halsizlik, kırkgınlık, boğaz-baş ağrısı, bazen burun akıntısı gibi... Özellikle kronik hastalığı olanlarda, yani risk grupları diye tanımlanan kronik kalp, böbrek, akciğer hastalığı olanlarda, astım ya da diyabet sorunu olanlarda, herhangi bir nedenle bağışıklık sistemi baskılanmış bireylerde, mevcut durumun ağırlaşmasına neden olarak ciddi sorunlara yol açmaktadır. İnfluenza virüsü, soğuk algınlığı ve nezle virüsleri ile benzer şekilde bulaşmakta ve korunma için aynı tedbirlerin uygulanması yeterli olmaktadır.

Kış Hastalıkları Nasıl Bulaşıyor?

  • Öksürük ve hapşırma yoluyla hasta kişinin tükürük zerrecikleri havaya yayılarak yüzeylere bulaşabilir.
  • Virüsü taşıyan havadaki damlacıkların solunması veya yutulması yada enfekte burun akıntısına bulaşmış nesnelerle temas edilmesi ile virüs vücuda alınır.
  • Virüsler çevrede uzun süre yaşayabilirler.
  • Virüsün bulaştığı bir yere dokunduktan sonra eller ağza, gözlere veya buruna sürülürse virüs bulaşır.
  • Hastalığın yakın temastaki kişilere bulaşma riski daha fazladır.
  • Düşük bağışıklık seviyesine sahip bir çok çocuğun yanyana bulunduğu ve genellikle hijyenin çok iyi olmadığı kreşler yada okullarda hastalığın bulaşması daha kolaydır.
  • Bu enfeksiyonlar daha sonra eve taşınır ve ailenin diğer fertlerine bulaşır.

Korunmak İçin Neler Yapabiliriz?

  • Kış hastalıklarından korunmada genel hijyen kurallarına uyum önemli.
  • Öksürme ve hapşırma sonrası ellerin su ve sabunla iyice yıkanması veya alkol içeren el dezenfektanlarının kullanması.
  • Hasta kişilerle temas durumunda maske kullanılması.
  • Hasta kişilerin bulunduğu ortamın sık sık havalandırılması gereklidir.
  • Kapıkolu, masa, bardak gibi yüzeylerde bazı virüsler iki ila sekiz saat canlı kalabilir. Bu yüzeylerin sık sık temizlenmesi bulaşma riskini de en aza indirecektir.
  • Özellikle hastalığın yaygın olduğu dönemde çocukların kalabalık alışveriş merkezi gibi klimalı ortamlardan, temizliği güvenilir olmayan kapalı oyun alanlarından, uzak tutulması gerekmektedir.
  • Yemeklerden önce ve sonra tuvaletten önce ve sonra el yıkama konusunda çocuklar eğitilmelidir.
  • Hasta çocukların iyileşene kadar okula gönderilmemesi enfeksiyonun yayılmasını engellemek için önemlidir.
  • Sigara dumanına aktif veya pasif olarak maruz kalınması durumunda enfeksiyonlara yatkınlık artmaktadır. Sigara dumanı solunum yolunu örten dokuların bütünlüğünü bozar, solunum yollarını süpürerek temizleme görevi olan silia adı verilen tüycükler sigara dumanına maruz kaldığında zarar görerek bu fonksiyonu yerine getirememekte ve hastalığa daha duyarlı hale gelmektedir.
  • Bol sıvı almak, iyi beslenmek, yeterince uyuyarak dinlenmek hastalıklardan korunmak yada hafif geçirmek için fayda sağlar.
  • C vitamini (taze meyveler, özellikle portakal, mandalina) ve çinko içeren besinlerin (kuru yemişler, deniz ürünleri gibi) düzenli tüketilmesinin bağışıklık sistemini destekleyerek önleyici olduğuna dair kanıtlar mevcuttur.
  • Ekinezya, propolis vb. bitkisel takviyelerin enfeksiyonlardan korunmada anlamlı bir etkinliği gösterilememiştir.
  • Risk taşıyan bireylerin (6-59 ay arası tüm çocuklar, 50 yaş üstü tüm erişkinler, Kronik akciğer, kalp, böbrek hastalığı olanlar) İnfluenzaya karşı eylül-ekim aylarında aşılanması önerilmektedir.

Dr. Hilda Çerçi Özkan