Okul Çağında Çocuklarda Beslenme Sorunları

Okul Çağında Çocuklarda Beslenme Sorunları

Okul Çağında Çocuklarda Beslenme Sorunları

Fast Food Ve Abur Cuburla Beslenme Alışkanlığı:

Hızlı yaşam temposu ile hayatımıza giren bu tip beslenme alışkanlığı, günümüzde bir endüstri ve yaşam tarzı haline gelmiştir. Ne yazık ki ilkokul yıllarında bile bu şekilde beslenme alışkanlıkları sık görülmektedir. Fast food beslenmenin enerjisi yüksektir ancak besleyici değeri yoktur. Kalorinin %40-50 si yağlardan gelir. Bu tür yiyeceklerde vitamin A düzeyi ve kalsiyumu düşük ve tuz oranı ( sodyumu ) yüksektir. Fast food ve abur cubur gıdalar ile beslenenlerde hipertansiyon, şişmanlık, gastroözefagial reflü hastalılığı, inflamatuar barsak hastalığı ve vitamin-mineral eksikliği problemlerinin karşımıza çıkacağını unutmamamız gerekir. Çocuklarımızı her yaşta fast food ve abur cubur ile beslenmenin etkileri konusunda bilgilendirmeli ve denetlemeli, onlara örnek beslenme davranışları sergilemeye çalışmalıyız.

Okul Çağı Öğrencilerinde Karşımıza Çıkan Diğer Problem Öğün Atlanmasıdır:

En sık sabah kahvaltısı atlanmaktadır. Okula yetişme telaşı, yetersiz zaman gibi mazeretler ile bu öğün atlanmaktadır. Ayrıca kız çocukları arkadaşlarından etkilenerek şişmanlama korkusu ve kilo kontrolü yapma bahanesi ile yetersiz beslenmektedir. Öğün atlanınca fast-foodlar ve abur cubur besinler devreye girmektedir. Çocuğun kahvaltı için telaşsız bir süre ayıracak şekilde uyanmasını sağlamalı, en azından süt içerek, yanında bir miktar kahvaltılık besin tüketmesini desteklemeliyiz. Ailece sofraya oturulması kahvaltı için faydalı olabileceği gibi çocuk-aile iletişimi açısından da destekleyici olacaktır. Kahvaltının ileriki yıllarda da devam edecek olumlu bir alışkanlık olduğunu, güne iyi başlangıç yapmanın iyi bir sırrı olduğu belirtilmeli, kilo kontrolünde bile atlanmaması gereken bir öğün olduğu anlatmalıdır.

Obezite:

Genetik ve çevresel faktörlerin rol oynadığı şişmanlık bazen çocukluk ve ergenlik çağında önemli sorun olmaktadır. Aşırı yeme alışkanlığı bazen ailesel kaynaklı bir sorunla da ilgili de olabilir.Tansiyon, damar sertliği, şeker hastalığı ve kalp hastalıklarının görülme sıklığı şişman olanlarda artar. Ayrıca Gastoözefagial reflü hastalığı ve karaciğer yağlanması ve bunun yol açtığı istenmeyen sonuçlar şişman çocuklarda artık daha sık görülmektedir.

Uygunsuz beslenme alışkanlığı ve hareketsiz yaşam da obezitede rol alır. Televizyon ve bilgisayar başında geçirilen zamanın artması ve bunların karşısında yüksek enerjili ve düşük besleyici değeri olan besinlerin alınması, dersler sebebi ile çocukların evde işlere yardım etmelerinin azalması, servis ile okula kadar gitme, yürüme ve spor alışkanlıklarının olmaması şişmanlığa davetiye hazırlar. Obez çocuklar diğer çocuklar tarafından ‘´ tembel, çirkin ve aptal vb´´ sıfatlarla isimlendirilerek, istenmeyen nitelikler yakıştırılabilmekte ve çocuğun kimlik algısını ve özgüvenini etkileyen durumlara yol açabilmektedir. Obez çocukların tıbbi, diyet tedavisi gibi yaklaşımların yanında psikiyatrik açıdan da desteklenmesi gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır. Obez çocuğu tedavi ederken diyet, egzersiz ve aile beraber davranış tedavisi gerekmekte tedavi de ani kilo kayıplarından büyüme geriliğine yol açacak kısıtlamalardan kaçınılmalıdır.

Anemi ( Kansızlık ):

Düşük sosyoekonomik düzeyden gelen çocuklar dengesiz ve yetersiz beslenebildiklerinden anemi sık görülür. Ailenin kırmızı eti tüketememesi veya çocuğun bu yiyeceği tüketmemesi anemiye zemin hazırlar. Bazı çocuklar ise az miktarda yeşil sebze ve meyve tüketmeleri sonucu alınan C vitamini azalır, sonuçta demirin emilimi için önemli olan vitamin azalmış olur.

Yemek Yeme İle İlgili Psikolojik Bozukluklar:

Ergenlik çağında özellikle kız çocuklarında, bilinç altında şekillendirdikleri kişilere, mankenliğe ve film yıldızlarına özenme sonucu anoreksiya-bulimia gibi çeşitli psikiyatrik yeme bozuklukları görülebilmektedir. Aşırı şekilde kilo kaybı, kendi kendine kusturmalar, ishal yapıcı ilaçlarla dışkı sayısını artırma ve idrar söktürücü ilaç kullanıp sık idrara gitme gibi davranışlar aileler için uyarıcı olmalı acil profesyonel yardıma başvurulmalıdır..

Diş Çürükleri:

Beslenme bozuklukları sadece bunlarla sınırlı değildir. Yine diş çürükleri de bu yaş için önemli yer tutmaktadır. Karbonhidrat yönünden zengin gıda ile beslenme ve sonrasında diş temizliğinin yapılmaması diş çürüğü yapan mikroorganizmaların çürük oluşturmasına zemin hazırlamaktadır. Okulda diş fırçalanma ile mekanik temizlik yapılamıyorsa ağzı çalkalama ile gıda artıkları ağızdan uzaklaştırılmalıdır.

Okulda Sağlıklı Öğünler İçin:

Ara öğünlerde çocukların tatlı içecek ve hazır meyve sularını tüketmesi önlenmeli. Katı yağ, katkı-koruyucu içeren ambalajlı besinler ve şeker içeren gıdalar beslenme çantası için tercih edilmemeli. Çocuğun isteğine uygun taze veya kuru meyveler, evde hazırlanan küçük sandviçler ve süt uygun seçenekler olabilir. Okulda verilen yiyeceklerin uygunluğu kontrol edilmelidir. Çocuğun seçeceği yiyecekler varsa uygun yiyeceği seçmesi konusunda çocuğa yardımcı olunmalıdır. Her okulda beslenme programı okul idaresi tarafından takip edilmeli ‘’Doğru ve dengeli beslenme rehberi’’ ne uygun yapılmalıdır. Okul çocukluğu döneminde beslenmenin düzenlenmesi ve yönlendirilmesi ailenin ve toplumun eğitimi yanında hükümetlerin politikası olmalıdır. Okullarda standart beslenme saatlerinin oluşturulması, kantin ve kafeteryaların denetlenmesi, okul çevresinde satıcıların açıkta yiyeceklerin satışının engellenmesi gibi bir dizi önlemler ‘´ yeterli ve dengeli beslenme´´ için büyük yararlar sağlayacaktır.