Üç tarafı denizlerle çevrili olan ve göl, akarsu gibi çeşitli tatlı su kaynaklarının bulunduğu ülkemizde ne yazık ki suda boğulmaya bağlı ölümler azımsanmayacak sayıdadır. Boğulma olayları yaz ve ilkbahar aylarında artış göstermekte, özellikle 20 yaş altında ve erkek çocuklarda daha sık görülmektedir.
Boğulmalar su birikintileri, akarsu, göletler, sulama kanalları, baraj gölleri, su kuyuları, plaj, havuz veya eğlence parklarında yaşanabilmekte. Buralarda eğlenmek, serinlemek, balık tutmak veya kaza ile düşülmesi sonucu boğulmalar meydana gelmektedir. Ev içinde ise dolu küvet veya kovaya küçük bir çocuğun bebeğin düşmesi boğulmasına sebep olabilir. Epilepsi, kalpte ritm bozukluğu, otizm gibi bazı hastalıklar da çocukluk çağında boğulma açısından riski oluşturabilir. Bu tip rahatsızlığı olan çocukların sudaki aktiviteleri ebeveynleri tarafından daha dikkatli izlenmelidir.
Nasıl önleyebiliriz?
Suda çırpındığı veya boğulmakta olduğu fark edilen çocuklar hızla sudan çıkarılmalı, hemen kurulanıp gerekiyorsa hızla ilkyardıma başlanmalı ve ambülans çağırılmalı. Ambülans gelene kadar ilkyardıma devam edilmeli ve ısı kaybının engellenmesi için çocuğun vücudu kuru giysi-havlu ile sarılmalı. Suya kafayı zemine çarparak düşme veya omurga travmasından şüpheleniliyorsa boyun ve omurgayı hareket ettirmemeye özen gösterilmeli varsa boyunluk takılmalı. Ambülans gelene kadar ilkyardıma aralıksız devam edilmelidir.
DR. HİLDA ÇERÇİ ÖZKAN
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı